iPhone 16 Pro Uzun Kullanım Testi: 7 Aylık Deneyimlerim

iPhone 16 Pro’nun piyasaya sürülmesinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Ben de yaklaşık 7-8 aydır bu cihazı aktif olarak kullanıyorum. iPhone 17 Pro’nun çıkışına iki ay kala, edindiğim yeterli bilgi ve tecrübeyi aktarmak amacıyla bu uzun kullanım testini yayınlamak istedim. Geçen 7-8 ay içerisinde iPhone 16 Pro beklentilerimi karşıladı mı? iPhone 15 Pro’dan farkları nelerdi? Mevcut bir iPhone 15 Pro kullanıcısı 16 Pro’ya geçmeli mi, yoksa 17 Pro’yu mu beklemeli? Tüm bu soruların cevaplarını bu detaylı incelemede bulacaksınız.

Tasarım ve Malzeme Kalitesi: Premium Hissiyat ve Dayanıklılık

Bu süre zarfında, elimde gerçekten kaliteli ve premium bir telefon kullandığım hissi hiç eksik olmadı. Cihazın yanlarındaki stronsiyum kaplamalar estetik açıdan oldukça hoşuma gitti. Parmak izi bırakma eğilimi olsa da, benim için hiçbir zaman sorun teşkil etmedi. Telefonu elime aldığımda verdiği ağırlık hissi (ki çok hafif bir telefon değil) bana sağlam bir cihaz tuttuğumu hissettiriyor. Dayanıklılık anlamında da oldukça sağlam bir kasa yapısına sahip olduğunu düşünüyorum. Defalarca düşürmeme rağmen (genellikle kılıfla kullandım, zira henüz kılıfsız kullanabilecek kadar zengin değilim), ciddi bir hasar almadı. Geçtiğimiz günlerde asansörde sert bir şekilde düşürdüğümde, ekran koruyucusunda küçük bir çatlak oluşsa da, ana ekrana herhangi bir zarar gelmedi.

Kamera Butonu: Beklentilerin Altında mı Kaldı?

iPhone 16 serisi ile gelen fotoğraf butonu hakkında çok konuşulmuştu. “Öyle rahatlık olacak, böyle kolaylık sağlayacak” gibi iddialar vardı. Ancak, telefonu ilk aldığımda merakımdan bir kez bastım ve o günden sonra neredeyse hiç kullanmadım. Bence konumu da pek uygun değil. Örneğin, bir tripota bağladığınızda kıskaç kısımları genellikle bu butona denk geliyor ve kamera uygulamasının istenmeyen şekilde açılmasına neden oluyor. Şahsen, bu kamera butonunun pratik bir numarası olduğunu düşünmüyorum. Beklentim, bu tür bir tuşun hayatı kolaylaştıracak, kamera anlamında büyük pratiklik sağlayacak olmasıydı. Ancak, ben her zaman kamera uygulamasına manuel olarak girmeyi tercih ettim. Bu nedenle, 16 Pro’daki bu butonun amacına hizmet ettiğini düşünmüyorum.

Ekran Deneyimi: Çerçeveler İnce, Parlaklık Yetersiz mi?

Ekran tarafına baktığımızda, çerçevelerin inceltildiğini ve ekran boyutunun 6.3 inçe çıktığını görüyoruz. Yüzde 91’lik ekran-kasa oranı, gerçekten dolu dolu ve büyük bir ekran deneyimi sunuyor. HDR desteği mevcut ve 2000 Nit parlaklık değeri bulunuyor. Ancak, bu 2000 Nit parlaklık benim için biraz sorunlu bir nokta oldu. iPhone’un meşhur 60 Hz ekran sorunu Pro modellerinde bulunmuyor; gayet akıcı bir şekilde 120 Hz performansını alıyorsunuz. Ancak, 120 Hz’in artık orta seviye telefonlarda bile standart hale geldiği düşünüldüğünde, bunu bir özellik olarak sunmak yerine temel bir beklenti olarak görmek gerekiyor.

2000 Nit ekran parlaklığı ise günümüz koşullarında yetersiz kalabiliyor. Özellikle dış mekanlarda ve güneşli havalarda (bu sene tatilde bunun sıkıntısını daha çok yaşadım), ekranın parlaklığının yetmediği zamanlar olduğunu hissettim. Evet, hayatınızın %80-90’ında bu yetersizliği hissetmezsiniz, ancak yüz binlerin üzerinde bir rakam ödediğiniz bir telefonda, %5-10’luk bir dilimde bile bu tür bir problem yaşamak kabul edilebilir değil. Bence ekran parlaklığının daha da artırılması gerekiyor.

Performans: A18 Pro İşlemci ile Güç ve Stabilite

Performans tarafında A18 Pro işlemci bulunuyor. Bu, gerçekten mükemmel ve çok stabil çalışan bir işlemci. İşlemciden veya performanstan dolayı bir iPhone 15 Pro kullanıcısının 16 Pro’ya geçmesine kesinlikle gerek yok. iPhone 15 Pro da inanılmaz hızlı ve sorunsuz bir telefon. 16 Pro da aynı şekilde.

Isınma sorunu var mı? Evet, yoğun oyun oynarken hafif bir ısınma yaşanabiliyor. Ancak bu, performansı etkileyen, FPS düşüşlerine neden olan bir problem değil. Akıcı bir şekilde oyunlarınızı oynayabilir, her türlü sekmeyi rahatlıkla açıp gezinebilirsiniz. A18 Pro Bionic işlemci bu anlamda harika bir iş çıkarıyor.

CapCut veya Photoshop gibi uygulamaları kullanırken performans sıkıntısı yaşanır mı, render süreleri nasıl? Hiçbir kasma yaşanmıyor. Render süreleri oldukça hızlı; CapCut’ta birkaç saniye içinde videonuzu galerinizde bulabiliyorsunuz. Performans odaklı hiçbir sorun yaşamazsınız, bu konuda kafanız rahat olabilir.

Kamera: İçerik Üreticileri İçin Vazgeçilmez Bir Araç

Kamera, belki de herkesin en çok merak ettiği bölüm. İçerik üreticileri için adeta ikinci bir kamera, hatta dış çekimlerde benim birincil kameram diyebilirim. Bu anlatımı yaparken, tamamen iPhone 16 Pro ile çekilmiş Reels videolarını da size gösteriyorum. Gerçekten de şahane çekimler yapıyor.

Geçen sene sadece Pro Max modellerinde bulunan 5x optik zoom özelliği, artık 16 Pro serisinde de yer alıyor. Bu özellik, konserlerde, denizde, teknede veya uzak alanları çekme ihtiyacı duyduğunuz her yerde görüntü kaybı yaşamadan 5x yakınlaşmanızı sağlıyor. Optik zoom’un olayı budur ve gayet güzel çalışıyor; iyi ki de getirdiler diyorum.

Video çekim tarafında 4K 120 Hz çekim yapabiliyor, ayrıca ProRes çekim özelliği sayesinde ham olarak daha sonra renklendirmeye uygun videolar elde edebiliyorsunuz. Eğer bir içerik üreticisiyseniz, video ile ilgileniyorsanız veya video çekmeyi seviyorsanız, 16 Pro’nun kamerası gayet yeterli. Video anlamında üzerine bir kamera olduğunu düşünmüyorum. Farklı alanlardaki diğer konuları tabii ki konuşabiliriz ama özellikle video anlamında 16 Pro serisi gerçekten güzel iş çıkarıyor. Eğer video odaklı çalışmayı düşünüyorsanız, kesinlikle değerlendirmenizi öneririm.

Ses Kayıt Kalitesi: Yaka Mikrofonuna Alternatif mi?

Video ile bağlantılı olarak ses kaydına bakacak olursak, cihaz 4 mikrofonlu bir ses kaydı yapıyor ve gürültü azaltma özelliği de mevcut. Dışarıda sokak uğultusu veya rüzgar gibi etkenler olduğunda, gürültü engelleme özelliği sayesinde sesinizi oldukça temiz bir şekilde ön plana çıkarabiliyor ve net kayıtlar yapabiliyor. Hatta şöyle söyleyeyim: Eğer bu mesafeden bir vlog çekiyorsanız, yaka mikrofonuna neredeyse gerek olmadığını bile düşünüyorum. Elbette, aşırı kalabalık ortamlarda yaka mikrofonunun ses temizliği farklı bir noktadadır, ancak yanınızda getirmeyi unuttuğunuzda asla problem yaşamazsınız, gününüzü kurtarırsınız. Mikrofon kalitesi gerçekten iyi, özellikle bu seviyelerde çekim yaptığınızda hiçbir sıkıntı yok.

Pil ve Şarj: Yoğun Kullanımda Sınırlar Zorlanıyor

Pil ve batarya kısmına baktığımız zaman, beni şu anki yoğun kullanımımda bir gün idare ediyor. Ancak, CapCut ile çok fazla uğraşmışsam, çok fazla video çekmişsem veya ekran açık kalma süresi aşırı fazla olduysa, o zaman bir günü çıkaramıyorum. Normal bir kullanımda (sabah kalkıp Instagram’da gezinme, işleri halletme, içerik tüketme, kısa videolar çekme gibi), sabah 8-9’da uyandıysam akşam 8-9’a kadar beni idare edebiliyor. Ancak yoğun kullanımlarda bir günü idare edemediği zamanlar da oluyor, bunu net bir şekilde söyleyebilirim. Şu anki pil sağlığım %95 seviyesinde. Yani %95’lik bir pil sağlığıyla bile yoğun kullanımda bir günü çıkartamıyorum, ancak günlük işlerim için kullandığımda bir günü aşağı yukarı götürebiliyorum.

Şarj olayına baktığımızda ise 27 watt ile şarj oluyor. Android tarafında 90 watt’lar, 120 watt’lar varken Apple’ın neden bu hızları artırmadığı bir muamma. Samsung’da da benzer şekilde 25 watt civarında. Neden bu hızların üzerine çıkılmıyor, bilmiyorum. Kablosuz şarj tarafında ise 25 watt’lık MagSafe ile kablosuz şarj hızı bulunuyor.

Apple Intelligence: Yapay Zeka Beklentileri

Gelelim Apple’ın yapay zekası Apple Intelligence’a. Maalesef şu an için hiçbir özelliği aktif değil. Telefonun dilini İngilizce yaptığınızda bazı özelliklerini kullanabiliyorsunuz. Bununla alakalı pek çok test yapılıyor, diğer yapay zekalarla (Samsung’un yapay zekası gibi) kıyaslamalar yapılıyor ve büyük farklılıklar olduğu gözlemleniyor.
Ancak, iPhone 17 ve iOS 26 ile birlikte çok farklı noktalara gidebileceğini düşünüyorum. En azından Apple’ın gizli bir silahı elinde tuttuğuna inanıyorum. Dünya bu kadar yapay zeka diye çalkalanırken Apple’ın geride kalmaması gerektiğini düşünüyorum. Belki de geride kalmıyorlardır ve bize “Vay be, adamlar yine yaptı!” dedirtecek bir şeyler sunacaklardır.

Genel Değerlendirme ve Kimler İçin Uygun?

Burada anlattıklarım aslında sadece iPhone 16 Pro’nun teknik özelliklerini detaylandırmak değildi; 17 serisinin geldiği düşünülürse buna gerek de yok. Daha çok, 16 Pro ile geçirdiğim süre zarfındaki deneyimlerimi, beğenip beğenmediğim noktaları kısaca aktarmaya çalıştım. Genel olarak iPhone 16 Pro inanılmaz güçlü, kamerası gerçekten çok iyi, stabil çalışan ve aldığınız zaman sizi uzun yıllar götürebilecek bir telefon.

Peki, kimler için uygun?

• iPhone 15 Pro kullanıcıları: Bence 16 Pro’ya geçmenize gerek yok.
• iPhone 14 Pro kullanıcıları: Yine de geçmenize gerek olmayabilir.
• iPhone 11, 12 veya 13 kullanıcıları: Evet, 16 Pro’ya geçiş yapabilirsiniz.
• iPhone 13 Pro kullanıcıları: 16 Pro’ya geçmeseniz bile çok büyük bir problem yaşamazsınız.

Eğer işiniz içerik üreticiliği gibi profesyonel bir alanda değilse ve standart bir kullanıcıysanız, günlük işleriniz için kullandığınızda eski modellerinizle de idare edebilirsiniz. Ancak işiniz buysa ve cihaza yatırım yapmanız gerekiyorsa, 17 Pro çıktığında onu almanız en doğrusu olacaktır, buna yapacak hiçbir şey yok.

Kaynak: mobil13.com.tr Editör: Emrah Aladağ